![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_dEVchSOlti9dRnAeLM4y4q-HBnxlP-4kiK87eGhrSsnWxru0ByDjmqVtcsXYMMvAsIzDyvWpKk48W7vKj1ZDA7_Da0x0yDuJqNPNqfy2hel-yBmRtFE8JA9_dN1vc4nHuXl7VoawYKA/s320/bayram+kahvalt%C4%B1s%C4%B1%2Bminyaturk+023.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgW-WPl7aGENzvILebPOEiwM8wehc7STZyQZGrwXovwXABqOdY2fNbpLvukGZaiCgHg9aGcMqbhDbhwl4z-0CYFM3krTVa6R5Bd5hxWp8yGFcFR53Q8a2gbDaQ_hKh2RLxSSfizrGTQRDw/s320/bayram+kahvalt%C4%B1s%C4%B1%2Bminyaturk+025.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsX4FWPt_d1Eoq6zOAnCw1bQoGkJU5R3lWFXuWUlOj1NAbu0MIYNMTKwgetAha27AiQOPQG_xW5dZnK8gvZQ5JYzgX8VsjmnmN16OVm_fJb7JncDZeMlO0NEC_EMItdNeBdZG3WsVk63Q/s320/bayram+kahvalt%C4%B1s%C4%B1%2Bminyaturk+024.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWNLHPGrWkXnz7ZBxRGPxLxAwdEpSkiXneH1qExLs_q9tli_bIp4eNsgnSCnNCDY313cSJqeEopgG7YayCa40vUAJWtgCXYjQzmcGAvkkHumXmLdGjrqKxiiWadEIZFTVxr1TdVRMN5EE/s320/bayram+kahvalt%C4%B1s%C4%B1%2Bminyaturk+027.jpg)
Domatesin faydaları tabiki saymakla bitmez.Bir Alman sitesinde domates meyvesini Christoph Columbusun ikinci seferinde 1498 de avrupaya getirdiği söyleniyor.O zamanlar zehirli olabileceği düşünüldüğünden süs bitkisi olarak kullanılmış.Domates, 18. yüzyıl sonu Osmanlı mutfağına yabani olarak giriyor. Sonradan aşılanıp, domates haline geliyor. İlk hali de bugün satılan kiraz domates boyutlarında. O zamanlar, domates yeşilken tüketiliyor. Dolması, çorbası, zeytinyağlısı yapılıyor. Kırmızıya döndüğünde de çöpe atılıyor. Kırmızısının da yendiği anlaşıldığında tüm yemeklerimize giriyor.İyiki de girmiş çünkü domatezsiz bir yemek veya kahvaltı düşünemiyorum. Zamanla öğrenilen faydalarını saymakla bitiremeyiz herhalde.Kolestrolu düşürdüğü,yaşlanmayı geciktirdiği,kanama eğilimini azaltığı,damar duvarını genişletiği,katarakt oluşumunu geciktirdiği,yaşlılığa bağlı görme sorunlarını önlediği,romatizmal sorunları azaltığı ve bağışıklık sistemini güçlendiridiği gibi.Domatesin cilt sağlığı açısından da çok önemli olduğu ''likopen "diye bilinen en etkili antioksidanın en fazla domateste bulunduğu ve ılık domates maskesinin cildi gergin tutacağı da yazılıp çiziliyor.Eh bu kadar faydası olan bir bitkiyi,yazın doğal güneşin altında kızarıp pazara düştüğünde alıp salçanızı veya pürenizi hazırlayın ki kışın hormonlu domateslere kalmayın.Unutmayın ki her sebze ve meyve mevsiminde lezzetlidir.Hoş hangi mevsimde ne yetişirdi onuda galiba karıştırmaya başladık...
MALZEMELER:
İstediğiniz kadar domates kullanabilirsiniz.( ben Çanakkale domatesini tercih ediyorum )
YAPILIŞI:
Domateslerin her birini rondonun içerisine dörde bölerek koyun kabuklarını soymadan koyun.Kabuklarını soymayın çünkü bütün vitamini kabuk ile eti arasında vede rondodan kabukları ile geçirdiğinizde kabukları minik tanecikler haline geldiğinden yemeklerde görün-
tüsü güzel oluyor.
Sonra bu domates püresini bir derin tencereye alın ve yaklaşık 15 dk. kaynatın.Domatesler kaynamaya başladığında içine tuz eklemeyi unutmayın.Kaynayan domateslerin yüzeyinde haif bir köpük oluşacaktır ben bunu kaşıkla alıyorum.
15 dk.sonra bu kaynamış olan sulu püreyi sıcak sıcak şişelere doldurup ( tam ağızına kadar
doldurun ki içinde hava kalmasın. ) ağızını sıkıca kapatın ve şişeyi ters çevirin.İşte hepsi bukakadar.
Ben ayrıca bir makarna hayranı olduğumdan kolaylık olsun diye ayrıca bir iki kavanoz da makarna sosu hazırlıyorum.Bunun için de pişen domates sosuna dövülmüş sarımsak,kimyon,
nane ve köri de koyuyorum.Arkadaşım ise içine yeşil biber katıyor ve menemene hazır karışım diyor .Bu da başka bir alternatif.Bunları artırmak sizin elinizde.
Ayrıca bunu birden 15-20 kg yapıp yorulmaktansa ben 5 er kg alıp pişiriyorum.