30 Ocak 2007 Salı

OCAKTA BAŞLAYAN SUBAT TATİLİ

Yine uzun zaman oldu yazamadım.Ama bu arada bıdklarımla "Şubat tatiline"girdik.Eveeet tabiki karneler alındı.Sormayın heyecanlarını.Doğukan göğsünü gere gere soranlara "hepsi 5"diye açıklama yaparken anasınıfından karne alan Doğa da daha kimseler sormadan "sadece yemek yeme zayıf..."diye hayıflanıyor.Babamızla yaz tatili yapamadığımızdan,söz verdiği kış tatiline çıktık.3 günlüğüne Bolu-Abant ta geldik.Şu an yazımı da otelden yazıyorum,çünkü burda resmen rehin kaldık.Buraya gelirken başlayan kar yağışını ciddiye almadık ama Boluya vardığımızda,ayrı bir gezegene gelmiş gibi olduk.Çocukluğumun geçtiği Almanyada bile bu kadar çok kar görmemiştim.Göz gözü görmüyor.Odamızdan sadece ilk günü görünen göl manzarası ve çam ağaçları ile kaplı dağ manzarasından eser kalmadı.Her yer bembeyaz bir battaniyenin altında kaldı adeta.Yarın son günümüz ve şimdiden nasıl döneceğimzin hesabını yapmaya başladık.Resepsiyonda rastladığımız her yeni gelen aileye "nasıl geldiniz ?" gibi garip bir soru sorup onlarda "zor da olsa yavaş yavaş gelebildik"dediklerinde bir gizli"oh"çekiyoruz.Hani beki dönemeyiz diye korku var ya....Çok güzel resimler çektim.İnşallah İstanbula sağ salim döneriz ve ben de çektiğim resimleri ekleyebilirim.

Not:bu arada Bolu-Abant sapağına gelmeden Koru restorant da yediğim peynirli şehriye ve kayısı kompostosunun tadı hala damağımda kaldı.Tek kelimeyle muhteşemdi.Sadece şehriye üzerine koydukları peynirli sos biraz tuzlu olduğundan az tuzlu sevenler için sosunu da az isteyin,ama yolu buradan geçen herkese tavsiye ederim...

10 Ocak 2007 Çarşamba

BAYRAM VE YENİ YIL YEMEĞİ

Portakal suyunda kereviz , ızgara biber ve patlıcan , peynirli börek , mercimek köftesi , kinzili ezme , barbunya pilaki , milföye sarılmış içli pilav

Bu yıl bayram bereketini yeni yıla da taşıdı.Herkes sevdikleri ile bir araya geldi ve bu vesile ile güzel masalar kuruldu.En çok da sevinen çocuklardı.Daha akşamdan bayramda alacakları hediyelerin heyecanından zor uyudular.Sabahacele ile el öpüp kedi gibi yalvaran gözlerle hediyelerini beklediler.Sevinçleri görülmeye değerdi.İnşallah onlar bu güzel duyguları daha nice yıl yaşarlar.Herşeyi çok çabuk tüketen bir devirde yaşadığımızdan onların da bu heyecanlarını yitireceklerini düşünmek bile istemiyorum...
Büyük bir hevesle gittikleri bayram ziyaretlerine oyuncaklarını da götürdüler ve her gittikleri yerde bir parçasını unuttukları için adeta bir işaret yolu oluşturdular.Tabiki biz de bu vesile ile ziyaretlerimizin bazılarını iki kere yapmak zorunda kaldık.Yeni yıl yemeğini annemlerde yedik.Annem heyecanından ve titizliğinden yıllar geçsede hiç birşey kaybetmemiş.Gungan ile bol bol güdük.Yok yok anneme değilde biz yaşlanınca ondan beter olacağımızdan sonraki hallerimizle abartarak dalga geçtik.Herkes birşeyler yapıp getirdiği için menü oldukça renkli ve ilginç oldu.Tariflerini daha sonra mutlaka vereceğim.Özellikle içili pilav(ben yaptım diye değil) çok güzeldi bir de gunganın kinzili ezmesi de değişik geldi bana.Masalarında ilginç tatlar ve baharatlar denemek isteyenler için güzel bir tarif.Tabiki portakallı kerevizi de yabana atmayalım...

9 Ocak 2007 Salı

YILDIZ GİBİ REÇELLİ KURABİYE







Nihayet kendi yaptığım bir mutfak lezzetinin resmini sayfamda yayınlıyabiliyorum.İnanmıyacaksınız ama sabahtan beri bloğumla uğraşıyorum.Eğer keşfedemeseydim galiba sinirden ülser olacaktım,çünkü mideme ağrılar girmeye başlamıştı...Neyseki bunu da atlattık.Kurabiyelerimin tariflerini daha sonra vereceğim.Bu lezziz şeyleri miniklerimle beraber yaptık.Kim bilir belki ondandır ki büyük bir afiyetle kurabiyeleri yediler.Doğacık neden üste konulan ve içi yıldız gibi oyulan kalıbın alttaki ile aynı olması gerektiğini pişirene kadar anlamadı.Ancak kurabiyeler pişip ,içine reçel koymaya gelince
" aa anladım,reçeller yıldız gibi olsun " diye bir yorumda bulundu.Eh bu da bir alternatif olabilir tabiki...biz de Doğayı üzmeyelim ve bunlara yıldız gibi reçelli kurabiye diyelim ...