31 Ekim 2011 Pazartesi

KAYISILI MUHALLEBİ


MALZEMELER:
muhallebisi için:

1 lt süt
1 yumurtanın sarısı
3 kahve fincanı toz şeker
3 kahve fincanı un
75 gr tereyağı
vanilya

üzeri için:
10-12 kayısı haşlanmış ve ortadan ikiye bölünmüş
biraz badem ortadan ikiye bölünmüş

karamelize sos için:
3/4 bardak toz şeker
2 yemek kaşığı toz şeker

YAPILIŞI:
Süt,un,şeker ve yumurta sarısını muhallebi gibi ağır ateşte pişirin.Daha sonra vanilya ve tereyağını ekleyin ve yağ eriyince mikser ile yaklaşık 5-10 dk.çırpın.
3/4 bardak toz şekeri teflon tavada karamelize edin ve içine 2 yemek kaşığı sıcak su kattıktan sonra bununla borcamınızın dibini ıslatın.Üzerine haşlanıp ikiye bölünmüş kayısıları ve aralarında da ikiye bölünmüş bademleri dizin.En üstte muhallebiyi yayın ve bunu bir gece buzdolabında bekletin.Ertesi gün servis yapacağınız tabağa ters çevirerek ve üzerine şam fıstığı serperek servis yapın.Afiyet olsun.









30 Temmuz 2011 Cumartesi

IHLAMUR VE ÇAYI



IHLAMUR ÇAYI-TİLİA TOMETOSA

Bütün bitkisel çayları çok severim ama en çok da ıhlamur ve rezeneyi tercih ediyorum,tabi bir de limonlu yeşil çayı unutmamalıyım.Bence ıhlamur bitki çayların içinde en yumuşak tatlı olanı.Faydaları saymakla ve yazmakla bitmez.Bence en önemli faydası vucüt direncini artırması ve balgam sökücü özelliğinin olmasıdır.Stresse vede ciltdeki lekelere karşı;ayrıca güzellik için de kullanılması yaygınlaştı.Ihlamur mayıs ile ağustos arası toplanır ve kurutulur.Önemli olanı kurutma kesinlikle güneş altında olmamalı ve 4-5 günü geçmemelidir.Kuruyan ıhlamur kıyılarak kapalı kaplarda saklanmalı.Bende annemlerin bahçesinden topladığım ıhlamurları hemen kaplara koyup sakladım ama bir demedini özenle sardım ve dekoratif amaçlı mutfağıma astım.Ama size tavsiyem özellikle ıhlamuru kışın mutfağınızdan eksik etmemeniz dir.

Malzemeler:
1 bardak su kaynatılır,içine bir tutam ıhlamur çiçeği konur (yaprakları da dahil).10 dakika kadar üstü kapalı bekletilir ve içilir.KESİNLİKLE KAYNATILARAK DEMLENİLMEZ!!!Günde 2-3 bardak içilebilinir saponın denen madde sayesinde balgam sökücü ve göğsü yumuşatıcı etkisi vardır.istenirse biraz bal ile tatlandırılabilinir.


22 Temmuz 2011 Cuma

DONDURMALI İRMİK HELVASI

Çok ilginçtir ne zaman yememe-içmeme dikkat etsem veya diyet niyetine az yesem,mutlaka canım irmik helvası çeker.İşte geçen akşam da olan buydu.Bütün gün yediğime dikkat ettim sonra akşam üstü burnuma kavrulmuş irmiğin o müthiş kokusu geldi.Yok! dedim-olmaz! diye nefsimi iknaya çalıştım hatta ve hatta "nefise hanımı":
-"bak bir sonraki diyet daha sıkı olur!"diye tehdit ettiysem de malesef işe yaramadı.O çoktan akılımı ele geçirip tavayı ve yağı kaptığı gibi bana soluğu ocağın başında aldırdı.Kavurdum kavurdukça delirdim.Kokuların ve o müthiş ahenklerin arasında aklım uçuştu kelebek oldu.Sonra tabi sabırsız bir şekilde dondurmayı koyup bu şöleni önce sevdiklerimle paylaştım.Bir kase yeni edindiğim arkadaşıma bir kasede apartmanımızdaki bir teyzemize gönderdim.Sonra kalan iki kasenin birisini Doğu ve Doğa diğerinide eşimle biz yedik.Harikaydı,herkese tavsiye ederim.Galiba bu içimdeki "nefise hanım"ı arada bir ödüllendirmek gerekiyor...

Malzemeler:
100 gr tereyağı
1,5 su bardağı irmik
arzuya göre şam fıstığı ( 1 yemek kaşığı kadar)
1 su bardağı şeker (2yemek kaşığı demlenirken üzerine)
1/2 su bardağı iri kıyılmış ceviz
1 su bardağı süt
1 su bardağı su

Yapılışı:
Yağı bir tencerede eritip irmiği ilave edin.Hafif ateşte pembeleşinceye kadar kavurun.Daha sonra fıstıkları ilave edinve bunlar da pembeleşince iri kıyılmış cevizleri de koyun ve karıştırın.Sonra sırası ile suyu ve sütü ilave edin ve tencerenin kapağını kapatıp çok kısık ateşte çekmesini bekleyin.Yaklaşık 10-15 dk.sonra helva suyunu çekince kalan 2 yemek kaşığı şekeri de ilave edip helvayı bir altüst edip bir 5 dk.daha demlendirin.Servis için bir uygun kasenin içini helva ile kaplayın ve boş bıraktığınız ortasına iki kaşık helva koyup hafif bastırın.Dondurmanın üzerini de helva ile kapladıktan sonra servis yapacağınız tabağa ters çevirin,bir iki saniye bekleyin eğer helva düşmez ise kasenin üzerini bir kaşığın tersi veya sapı ile "tık tık" layın.Helva tabağa düşecektir.Bu ölçü ile yaklaşık 4-5 sütlaç kasesi çıkmaktadır.




20 Temmuz 2011 Çarşamba

KAKAOLU İRMİKLİ KURABİYE









Malzemeler:
1,5 su bardağı un
1/2 su bardağı irmik
2 tatlı kaşığı kakao
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
1 paket şekerli vanilin
1/2 su bardağı toz şeker
150 gr yumuşak margarin

Yapılışı:
unu eleyp bir tasa aldıktan sonra ortasına irmik,kabartma tozu ve şekerli vanilini ekleyin.Biraz karıştırdıktan sonra üzerine şeker ve margarini ilave edin ve bunları iyice birbirirne yedirerek yoğurun.Bu hamuru ikiye bölün ve kalan ikinci parçayada kakaoyu serpin ve bunuda iyice hamura yedirin.Böylelikle iki renk hamurunuz olacak.Biri beyaz diğeri ise kakaolu.Şekil vermek size kalmış.Ben beyaz olanı önce oklava formunda şekillendirip sonra bunu biraz bastırarak genişletim ki ortasına kakaolu hamuru oklava şekline getirip koyabileyim diye.Sonrada beyazı kakaolunun etrafına sardım tam ortasında kalacak şekilde ve 4-5 cm eninde dilimleyip biraz avucumda forma sokmaya çalıştım.170 derece ısıtılmış fırında 20-25 dakika pişirin.

26 Haziran 2011 Pazar

PAZARI KURTARAN YİĞİTLER





Pazar günleri alışılmışın dışında bir şeyler yapmak isteriz.Farklı yerlere gitmek,yeni yerler keşfetmek,yeni tatlar denemek gibi.Sabahtan yola koyulur,rotamızı belirlemiş yol alırız.Büyük bir şefkle çıktığımız bu kısa yolculuktan genelde yorgun döneriz.Sanırsınız ki bütün gün çalışmışsınız da bir an evvel eve dönme gayretine girersiniz.Eve gelince de biz bayanların canı yemek yapmak istemediğinden aparatif şeylerin arayışına gireriz.Sizi bilmem ama bende genelde hep böyle oluyor.İşte o zamanların kurtarıcısı yiğitler:bayan domates ekmek-bayan reçel ekmek ve bay kaşar tabiki.Çokolatalı ekmeği hangi kategoriye sokacağımı şaşırdım doğrusu,ona herkes hayran...

7 Haziran 2011 Salı

BEBİŞ BÜYÜRKEN


Resimlerimin arasında dolanırken bu reme rastladım.Doruk Can için farklı versyonlarda bebek mamaları-yemek ve çorbaları arayışındayken bir de ona bu yemekleri nasıl lezzetli sunarım derdine de düşüyorum.Oyuncaklar,özel tabaklar,taze meyve suyu derken bunlar takılmış objektifime.Ben bu kadar üzerine titizlenirken o da diğer kardeşleri gibi öyle çok da iştahlı bir çocuk değil.Olsun ben onun mideye olduğu kadar görsel de çok şeye doyduğuna inanıyorum...

ÇİLEK ZAMANI




Evet şimdi tam zamanı,gerçi mayıs da başladık kocaman kocaman çilekleri tezgahlarda görmeye fakat asıl çileğin bence şu an tam zamanı.Bir ay sonra da o minicik Osmanlı çileklerini göreceğiz inşallah.Tam reçellik oluyor bu minik,mis kokulu çilekler.Çileğin faydaları saymakla bitmez.Çok iyi bir antioksidan olması sebebiyle bağışıklık sistemini güçlendirir.Bağırsak kurtlarının dökülmesini yardımcı olur, kanı temizler, vücuttan zararlı maddeleri uzaklaştırır.Ciltteki sivilce ve aknelere iyi gelir. İdrar söktürücü, romatizma ve gut hastalığı ağrılarını azaltıcı etkisi var.Diş etlerini güçlendirir, ağız kokusunu giderir.Cildi nemlendirip taze bir görünüm kazandırır,ancak çok etkili bir besin olduğu için bazen alerjiye de neden olabilir.Daha da saymakla bitmez bu şirin mis kokulu meyvenin faydaları.Ben de çileğin zamanı geldiğinde farklı şekillerde tüketmeyi çok seviyorum.Reçelini muhakak yapıyorum.Sonra tatlılara ve pastalar sıra geliyor.Bazen de işin kolayına kaçıp kulplara çilekli muhallebi yapıyorum...

Malzemeler:
muhallebisi için:
5 su bardağı süt
5 yemek kaş.pirinç unu
1 su bardağı toz şeker
1 paket vanilya
1 su bardağı rondodan geçirilmiş çilek

çilekli sosu için:
2-3 su bardağı ayıklanmış çilek
1 su bardağı rondodan geçirilmiş çilek
1/2 su bardağı toz şeker
1 yemek kaşığı nişasta
2 su bardağı su

Yapılışı:
Öncelikle çilekler bir güzel yıkanıp ayıklanır ve bir bardak çilek(bu istenirse biraz daha fazla da olabilir)rondodan geçirilip püre haline getirilir.
sonra 5 su bardağı süt ve diğer tüm malzemeler karıştırılp muhallebi kıvamına gelene kadar pişirilir.Bu karışımın yarısı ayrı bir tencereye alınıp içine rondodan geçirdiğimiz çilek püresi katılır bir taşim daha kaynatılır.Sırası size kalmış,ister önce beyaz muhallebiyi iste diğer çileklisi kulplara paylaştırılır.en üste de ayrı bir yerde pişirilen çilekli sosu konur.Bunun için de 2 bardak suya,1 yemek kaşığı nişasta,1/2 su bardağı toz şeker ve bir su bardağı çilek püresi katılır.Bir tutam kaynatılır.Tüm malzemeler kulplara paylaştırıldıktan sonra en üste doğranmış çilekler konur.


5 Haziran 2011 Pazar

TUZLU GÜL ÇÖREĞİ





Gül tatlısını irmikli herkes bilir.Ben bir de tuzlusu olurmu diye araştırınca nette bir iki tane tuzlu tarifine de rastladım.Bunları harmanlayıp bir tarif denedim.Sonuç harika oldu sadece lor peynirim tuzluydu.Belki içine beyaz peynir,maydanoz ikilisi de konulabilinir.

Malzemeler:
1/2 paket margarin veya 125 gr tereyağı
1 çay bardağı yoğurt
1 tatlı kaşığı mahlep
1 paket kabartma tozu
2 çorba kaşığı sıvı yağ
2 yumurta (1 sarısı üstüne)
15 kaşık un (aslında alabildiği kadar)
tuz
lor peyniri

Yapılışı:

Tereyağı eritilir içine tüm malzemeler katılır ve güzel-yumuşak bir hamur elde edilir.Hamur yarım saat dinlendirildikten sonra unlu tezghta merdane yardımı ile açılır.İster çay bardağı ister su bardağı ile yuvarlak şekiller çıkarılır.Gülleri ne kadar büyük istediğinize bağlı.Sonra 3 veya 4 tanesi bir biri üzerine getirilir ve içine daha önceden hazırladığınız lor peyniri yerleştirilir.Başta ki
yuvarlaktan başlayarak yuvarlanır ve keserek ortadan ikiye bölünür.Gül şeklini almıştır,hepsi tepsiye yerleştirilip 2 çorba kaşığı sıvı yağa bir yumurta sarısı eklenip güllerin üzerine sürülür.180 derecede üzeri kızarana kadar pişirilir.

MISIR GEVREĞİ KENDİNİ KROKAN ZANNETTİ


Doğanın arkadaşı Erenlere davetliydik.Zaten o güne sabahtan hızlı başladık ve İstanbulu bir ucundan diğer ucuna gezdik.Erkenden doktor da randevumuz olduğundan önce Levente gittik.Sonra hemen acele eve döndük hazırlandık ve Erenlere yola koyulduk.Beylikdüzüne taşınmışlar.Yol çok uzun geldi,bir de hafta sonu trafiği işin içine girince epey yorulduk.Ama gittiğimize değdi.Natalia hanım bizi çok gül ağırladı.Çocuklar bol bol oynadılar.Biz de giderken zamanımız az olduğundan Natalia hanıma kolay-atıştırmlık bir tatlı yaptık.

Malzemeler:
400 gr çikolata (ister bitter-ister sütlü)
1 yemek kaşığı tereyağı
1/2 su bardağı iri dövülmüş ceviz
2 yemek kaşığı bal
2 yemek kaşığı pekmez
1 paket mısır gevreği

Yapılışı:
Tefon tavada vaktim olmadığından çikolatayı benmari usulü eitmeye gerek görmeden tereyağını çok kısık ateşte erittim.İçine çikolatayı kattım,çikolata yavaş yavaş erirken diğer malzemeleri de ekledim.Hepsi bir güzel eriyip karışınca mısır gevreklerini de katıp tahta kaşıkla karıştırdım.Mısır gevreğin hepsi bulamaca karışınca onları kaşık yardımı ile ufak kağıt kek kalıplarına koydum.Aslında bu tatlıya şam fıstığı da güzel gider.Veya ufak doğranmış kuru kayısı.İsteğe göre varyasyonlar yaratılabilinir.Çok bereketi bir tatlı oluyor.Afiyet olsun...


31 Mayıs 2011 Salı




ZAMANI GEÇİYOR...

Galiba bu sıralar herşeyin zamanı çabuk gelip geçiyor.Zaman yetmez oldu bana.Daha önceleri hiç bu kadar baskın hissetmezdim bunu ama şimdilerde gerçekten yetişememeye başladım birçok şeye.Hep niyetleniyorum bir şeyler yazmak için.Tabiki bu arada boş durmuyorum,hep yeni şeyler deneyip duruyorum fakat bir türlü ya resmini çekmeye vaktim olmuyor yada çektiğim resimleri yüklemeye vakit bulamıyorum.Tabiki hayat da yanımdan su gibi akıp gidiyor.Bak,bir sürü yeni sebze ve meyve çıktı derken,portakal veda etti bile bize.Bu sene çocuklara bol bol sıktım.Bunlar da son portakallardı...


26 Ocak 2011 Çarşamba

EBRULİ KEK







Masanıza görsel olarak tam bir şölen yaratacak zarif ve havalı bir kek "ebruli kek".Ben bu keke bir arkadaşımın davetinde rastladım ve aynen aşağıdaki tarife uygun olarak yaptım.Fakat daha sonraları bu tarif üzerinde biraz oynadım.Mesela kakao katığım karışıma küçük parça ceviz ekledim ve sade karışıma da biraz tarçın ve rende havuç ekledim.Belki üzüm seveniniz de olabilir.Yaratıcılık size kalmış bence kekin akışkanlığını bozmadığınız sürece damak zevkinize göre değişiklikler de yapbilirsiniz.Bir arkadaşınıza veya annenize giderken de yapıp götürebileceğiniz çok havalı bir kek.

Malzemeler
:
- 3 adet yumurta (oda ısısında)
- 1 su bardağından 2 parmak fazla tozşeker
- 3/4 su bardağı sıvı yağ
- 1 su bardağı süt
- 3 su bardağı un
- 1 paket vanilya
- 1 paket kabartma tozu
- 3 yemek kaşığı kakao
- yuvarlak veya kare fırın tepsisi
- kürdan veya şiş

Yapılışı:

1.Yumurtaları tozşekerle kabarıp krema gibi olana kadar çırpın.(biraz sabır gerekiyor)
2.Sıvıyağı azar azar ilave edip çırpmaya devam edin.
3.Unu kabartma tozu ve vanilya ile birlikte eleyin.(iyicene homojen olsun)
4.Sütle unu sıra ile ilave ederek yumurtalı karışıma ilave edin. (biraz un biraz süt)
5.Karışımın yarısı başka bir kaba ayırıp üzerine kakaoyu eleyin ve gerekirse 1-2 yemek kaşığı sütle tekrar karıştırınki kıvamlı ama akıcı bir karışım olsun.
6.Tepsinizi yağlayıp unlayın. Tepsinin ortasından başlayarak yarım bardak kadar kakaolu daha sonra sade kek karışımından üst üste dökmeye başlayın. Her seferinde ortadan dökdükçe kek yayılacak ve halkalar oluşturacaktır.
7.Kek hamurunun hepsini dökdükten sonra eğer tam yayılmamışsa tepsiyi hafif eğerek heryerine yayılmasını sağlayın.
8.Kürdanla ortadan yanlara doğru çizgiler yapın. Çizgileri yaparken derine batırmadan sadece üst yüzeyden batırın.
9.İsterseniz bir içerden dışarı- bir dışardan içeri doğru çizgiler yaparak ebrularınızı oluşturabilirsiniz.
10.180C dereceli ısıtılmış fırında içi pişip üstü kızarana kadar pişirip ılınınca servis yapın.Sakın çokpişirmeyin kekiniz çok pişer ise deseni güzel görünmüyor.

24 Ocak 2011 Pazartesi

YENİ YIL YENİ UMUTLAR

Düşünüyorum da ne kadar zorluk çekmiştim şu blog sayfasını yazmak için.Blog denen bu sayfalar bana yabancı,nasıl kullanılır,nasıl yazılır hiç bilmem.En büyük merakım ise mutfakta yeni şeyler denemek ve bunları paylaşmak.Bir de ne göreyim.Ben daha blog sayfaları içinde boğuşurken,insanlar harika sayfalar düzenlemişler kendilerine ve yaptıklarını da bir güzel paylaşıyorlar.Bir gayret derken bu sibel kelebek sayfası oluştu.Başta amacım yaptığım herşeyi kaydetmekti.Fakat çocukları hiç hesaba katmamışım.Yeni şeyleri denemekten vazgeçmedim ama onları görüntüleyip siteye bir türlü ekliyemedim.Bazen resim,bazen de yazısı eksik kaldı.Sonra taşınma ve bir büyük süpriz daha 3.çocuğum Doruk Canın aramıza katılması.İşler artı,boş vakit azaldı ama mutfakta güzel şeyler yapmaktan hiç yılmadım.Beni tek zorlayan bunları blog sayfama günü gününe yansıtabilmek oldu.Bir de tabi çekim saatleri hep akşama denk geldiğinden iki ara bir dere,ışık yetersiz,"hadi acıktık anne!"söylemleri arasında çekim hep zor oldu benim için.Ama bu yıl kararlıyım bir çözüm bulup sayfamı dahada geliştirmek istiyorum.
Nedense bu yıl uğurlu ve bir o kadar da ilginç bir yıl olacak bizim için, böyle hissediyorum yılın ilk ayında.Bakalım son ayında da aynı fikirde olacakmıyım ?Umutla çarpan bütün yüreklere güzel ve bol lezzetli bir yıl diliyorum.Yeni tatlar keşfetmek,yeni ufuklara yelken açmak arzusuyla...